• Service et Conseils : 067 21 33 12

Call

+32(0)67 21 33 12

Email

info@ypsiloncomputers.be

Address

Rue Edouard Etienne 21, 7090 Braine Le Comte
service après-vente : 067 21 33 12

📘 İznik’ten Konstantinopolis’e: Arius’un Monoteist Mirası, Arian Yüzyılı ve Teslis Doktrininin İnşası

 

📘 İznik’ten Konstantinopolis’e: Arius’un Monoteist Mirası, Arian Yüzyılı ve Teslis Doktrininin İnşası


BÖLÜM I — GİRİŞ VE PROBLEMİN KONUMLANDIRILMASI

1.1. Araştırmanın Amacı ve Kapsamı

Bu araştırmanın temel amacı, Hristiyanlığın IV. yüzyılda geçirdiği teolojik dönüşümün merkezinde yer alan Arius ve onun öğretileri olan Arianizm’i tarihsel, felsefî, teolojik ve politik bir çerçevede incelemektir.
Arius’un öğretileri, yalnızca bir teolojik polemik değil, aynı zamanda erken Hristiyanlığın monoteist yapısı ile Roma İmparatorluğu’nun ihtiyaç duyduğu kurumsal teoloji arasındaki gerilimin yansımasıdır.

Hristiyanlık başlangıçta radikal biçimde monoteist, Yahudi geleneğine bağlı bir hareketti.
Fakat IV. yüzyılda Teslis (Trinite) doktrininin zorunlu hâle getirilmesiyle, Tanrı anlayışı büyük ölçüde değişti.

Bu çalışmada şu sorulara odaklanılmaktadır:

  • Arius’un savunduğu monoteizm nedir?
  • İsa’nın Tanrı olmadığı görüşü neden bir tehdide dönüştü?
  • İznik Konsili gerçekten teolojik bir toplantı mıydı, yoksa politik miydi?
  • Arianizm nasıl oldu da 300 yıl boyunca Avrupa’da ve Yakın Doğu’da hâkim oldu?
  • Roma neden Teslis doktrinini devlet zoruyla kurumsallaştırdı?

Bu sorular, Hristiyan tarihinin erken döneminde yaşanan en derin kırılmayı anlamak için kritik öneme sahiptir.


1.2. Araştırmanın Temel Problemi

Araştırmanın ana sorusu şudur:

Arius’un monoteist Hristiyanlık anlayışı Roma tarafından neden bastırıldı ve Teslis neden devlet doktrini hâline getirildi?

İznik Konsili’nin (325) arka planında yalnızca teolojik değil, devletleşmiş bir kilise projesi vardır.
Bu nedenle Arius’un mahkûm edilmesi bir “düşünce yasaklama” örneği olarak da incelenmelidir.


1.3. Araştırmanın Yeniliği

Bu çalışma, klasik kilise tarihçiliğinin Arius’u “sapkın” veya “teolojik isyancı” şeklinde sunan yaklaşımını reddeder.
Arius, bu araştırmada:

  • İlk Hristiyan monoteizminin savunucusu,
  • Post-Helenistik Hristolojiye muhalif bir reformist,
  • Roma’nın siyasal-teolojik baskılarına karşı çıkan bir entelektüel,
  • Kilise geleneği içinde bastırılmış bir ses

olarak yeniden konumlandırılmaktadır.


1.4. Yöntem

Çalışma, disiplinlerarası bir yöntem kullanır:

  1. Tarihsel Eleştiri
  2. Metin Analizi (Athanasius, Socrates Scholasticus, Theodoret, Sozomenos, Arius’tan fragmanlar)
  3. Felsefî Analiz (Logos kavramı, öz–illet ilişkisi)
  4. Sosyolojik Yaklaşım (Roma devlet politikası)
  5. Karşılaştırmalı Teoloji (Yahudi, Hristiyan, İslâmî monoteizm)

BÖLÜM II — TARİHSEL ZEMİN: MONOTEİST YAHUDİLİK, İSA HAREKETİ VE ERKEN HRİSTOLOJİ


2.1. Yahudi Monoteizminin Temel İlkeleri

Birinci yüzyıl Yahudiliği, dört temel öğreti üzerine kuruluydu:

  1. Tanrı tektir.
  2. Tanrı yaratılmamıştır ve başlangıcı yoktur.
  3. Tanrı’nın özü başka hiçbir varlığa geçmez.
  4. Her türlü aracı varlık Tanrı’dan aşağıdır.

Bu teoloji, Arius’un görüşleriyle birebir uyumludur.


2.2. İlk Hristiyanlarda İsa’nın Konumu

Tarihsel araştırmalar şu noktada birleşir:

  • İlk Hristiyanlar İsa’yı “Tanrı” olarak görmüyordu.
  • İsa → Tanrı’nın Mesihi, peygamberi, aracı elçi.
  • Teslis yoktur.
  • İsa’ya ibadet yoktur.
  • İsa’nın Tanrı ile özdeşleştirilmesi 2. yüzyıldan sonra başlamıştır.

Bu durum, Arius’un “İsa yaratılmıştır” iddiasının aslında erken Hristiyan geleneğine sadık olduğunu gösterir.


2.3. Helenistik Etkiler ve Logos Teolojisi

  1. yüzyılda Hristiyanlık:
  • Platonculuk,
  • Stoacılık,
  • Origenes’in Logos doktrini

gibi etkilerle İsa’yı ontolojik olarak Tanrı’ya yükselten fikirler geliştirdi.

Arius, bu Helenistik teolojiyi temelden reddeder.


2.4. 2.–3. Yüzyıl Hristoloji Okulları

a) İskenderiye Okulu

  • İsa’nın ilahiyetini önceler.
  • Logos’un ezelî olduğunu savunur.

b) Antakya Okulu

  • İsa’nın insanlığını vurgular.
  • Monoteizme sadıktır.
  • Arius, bu okulun etkisi altındadır.

c) Sabellianizm

  • Baba, Oğul, Ruh’un tek Tanrı’nın üç görünümü olduğunu savunur.
  • Arius buna da karşıdır.

2.5. Roma’nın Teolojik ve Politik İhtiyaçları

IV. yüzyıla gelindiğinde:

  • Hristiyanlık hızla büyüyordu,
  • Roma’nın birlik ihtiyacı artmıştı,
  • Farklı Christology’ler çatışıyordu,
  • İmparatorluk teolojik bir standart doktrin istiyordu.

Arius’un teolojisi bu standartlaşmaya engel olarak görüldü.


BÖLÜM III — ARİUS’UN HAYATI: AYRINTILI BİYOGRAFİ


3.1. Kökeni ve Eğitimi

Arius’un doğum yeri konusunda iki görüş vardır:

  • Libya (Cyrene) kökenli
  • veya İskenderiye kökenli

Çoğu tarihçi Arius’un Antakya Okulu’nun kurucusu Lucianus’un öğrencisi olduğu konusunda hemfikirdir.

Bu okulun üç temel özelliği:

  1. Kelamcı rasyonalite
  2. Monoteizme sadakat
  3. İsa’nın ontolojik olarak Tanrı’dan aşağı olduğunun savunulması

3.2. İskenderiye Kilisesinde Presbiterlik

Arius, İskenderiye’nin en önemli kiliselerinden biri olan Baukalis Kilisesinde presbiter olarak görev yaptı.
Bu konum, onu hem halk hem de ruhban sınıfı arasında etkili kıldı.


3.3. Arius’un Eserleri

Thalia

Arius’un temel eseri olan Thalia:

  • şiirsel bir teolojik manifestodur,
  • sesli okunmak üzere yazılmıştır,
  • halk arasında hızla yayılmıştır,
  • Atanasius’un aktardığı parçalarla kısmen korunmuştur.

İlahiler

Arius, teolojisini popüler ilahiler şeklinde bestelemiş ve bu yolla fikirleri halk arasında olağanüstü yayılmıştır.


3.4. Arius’un Halk Üzerindeki Etkisi

Arius’un:

  • mütevazı yaşam tarzı,
  • sade teolojik dili,
  • şiirsel anlatımı,
  • monoteizme bağlı yorumu

onu özellikle Doğu Hristiyanları arasında çok sevilen bir figüre dönüştürdü.


BÖLÜM IV — ARİUS’UN TEOLOJİSİ: TEMEL ÖNGELER


4.1. Tanrı’nın Mutlak Birliği

Arius’a göre:

  • Tanrı tektir,
  • ezelîdir,
  • yaratılmamıştır,
  • özü bölünemez.

Bu nedenle Tanrı’ya eşit bir varlığın düşünülmesi bile mantıksızdır.


4.2. Oğul (İsa Mesih) Yaratılmıştır

Arius’un en büyük iddiası şudur:

“Bir zaman vardı ki Oğul yoktu.”

Buna göre:

  • İsa Tanrı’nın “Logos”udur;
  • Fakat Tanrı ile aynı özden değildir;
  • Bir varlık olarak başlangıcı vardır.

4.3. Baba ile Oğul Aynı Özde Değildir (anti-homoousios)

Arius üç temel karşıtlık üzerinden bunu kanıtlar:

  1. Baba ezelîdir – Oğul değildir
  2. Baba yaratılmamıştır – Oğul yaratılmıştır
  3. Baba değişmezdir – Oğul irade değişikliği gösterebilir

Bu nedenle Baba ile Oğul’un ontolojik olarak eşit olması imkânsızdır.


4.4. Kutsal Ruh’un Konumu

Kutsal Ruh da Baba gibi ezelî değildir:

  • Ruh yaratılmıştır,
  • Oğul’dan sonradır,
  • Baba’ya eşit değildir.

4.5. Arius’un Teolojisinin Felsefî Temelleri

Arius, öz–illet ilişkisinde Platoncu bir mantık yürütür:

  • Bir şey yaratılmışsa zorunlu olarak Tanrı’dan aşağıdır.
  • Bir varlığın başlangıcı varsa ezelî olamaz.
  • Ezelî olmayan hiçbir varlık Tanrı’nın doğasını taşıyamaz.

4.6. Arius Neden Bu Kadar Tehlikeli Görüldü?

Çünkü Arius’un teolojisi:

  • halk tarafından anlaşılıyordu,
  • felsefî olarak tutarlıydı,
  • erken Hristiyan geleneğiyle uyumluydu,
  • İskenderiye’nin metafizik teolojisine meydan okuyordu,
  • Roma’nın siyasi bütünleşme projesine engeldi.

Bu durum, İznik Konsili’nin toplanmasına neden olan krizdir.


BÖLÜM V — ARİANİZMİN SOSYAL VE POLİTİK BOYUTU


5.1. Arianizmin Halk Arasında Yayılması

Arius’un besteleri ve şiirleri, İskenderiye limanı, pazarları, atölyeleri ve hamamlarda hızla yayılmıştır.
Arianizm, ilk kez bir teolojik akım olarak halk hareketi hâline gelmiştir.


5.2. Piskoposlar Arası Ayrışma

Arius’un öğretisi:

  • Suriye,
  • Filistin,
  • Kapadokya,
  • Küçük Asya

kiliseleri tarafından desteklenmiştir.

Bu bölgeler, Antakya Okulu’na yakındı.


5.3. İmparator Konstantin’in Kaygıları

Konstantin’in temel korkusu şuydu:

“Hristiyanlık bölünürse, imparatorluk da bölünür.”

Bu nedenle Arius’un teolojisi:

  • “teolojik tehdit” değil,
  • “devlet güvenliği tehdidi” olarak algılanmıştır.

BÖLÜM VI — İZNİK KONSİLİ (325): ARİUS’UN MAHKÛMİYETİ


6.1. Konsili Tetikleyen Kriz

Arius’un öğretileri o kadar hızlı yayılmıştı ki, Doğu kiliselerinin çoğu Arian eğilime yönelmişti.
İskenderiye Piskoposu Alexander ve genç diyakozu Athanasius karşı saldırıya geçti.

Konstantin, krizin büyüdüğünü görünce konsili topladı.


6.2. İznik’te Fikir Çatışması

Konsilde üç grup vardı:

  1. Arianlar
  2. Homoiousianlar (yarı-Arian)
  3. Athanasiusçu Homoousianlar

Athanasius’un tarafı çoğunluk değildi; fakat siyasi destek onlardaydı.


6.3. Homoousios’un Kabulü

“Homoousios” (Baba ile aynı öz) terimi:

  • Arius’u dışlamak için seçildi,
  • daha önce sapkınlık sayılan bir terimdi,
  • siyasi gerekçeyle kiliseye sokuldu.

Bu terim, Arius’un teolojisini mantıksal olarak imkânsız hâle getiriyordu.


6.4. Arius’un Mahkûm Edilmesi

Konsil sonunda:

  • Arius aforoz edildi,
  • öğretileri yasaklandı,
  • tüm eserleri imparatorluk kararıyla yakıldı,
  • Arian piskoposlar sürgüne gönderildi.

Bu, tarihte ilk büyük teolojik sansür örneğidir.


6.5. İznik Sonrası Çatışmaların Başlangıcı

İznik, bir son değil başlangıçtı.

Arianizm, 325 sonrası:

  • yeniden güçlendi,
  • Doğu’da hâkim olmaya başladı,
  • imparatorluk politikalarını yeniden şekillendirdi.

Bu durum, sonraki bölümlerde ayrıntılı anlatılacaktır.


 


BÖLÜM VII — İZNİK SONRASI KRİZ: ARIAN YÜZYILI (325–451)

İznik Konsili her ne kadar Arius’u mahkûm etmiş gibi görünse de, konsil sonrası yaklaşık 120 yıl boyunca Hristiyanlık dünyasında Arianizm üstün durumdadır. Bu dönem modern tarihçiler tarafından “Arian Yüzyılı” olarak adlandırılır.


7.1. Konstantin’in İznik Sonrası Politikası

İznik’ten sonra Konstantin:

  • Arian piskoposları geri çağırdı,
  • Arius’un sürgününü kaldırdı,
  • hatta Arius’u kiliseye geri alınması için zorladı.

Bu durum, Konstantin’in aslında teolojiden çok siyasi birliğe önem verdiğini gösterir.

Konstantin için “heterodoksi” teolojik değil, siyasi bir sorundu.


7.2. Arius’un İskenderiye’ye Geri Dönüş Girişimi

336 yılında Arius, İskenderiye’ye törenle geri dönecekti.
Ancak tören öncesi gizemli bir şekilde öldü.

Olaya dair üç teori vardır:

  1. Zehirlenme
    — Athanasiusçu parti tarafından düzenlenmiş olabileceği iddia edilir.
  2. Doğal ölüm
    — Bağırsak rahatsızlığı veya anevrizma.
  3. Athanasius’un propaganda metni
    — Arius’un “ilahi adaletle” öldüğünün teolojik yorumu.

Modern tarihçiler birinci ve üçüncü teoriyi daha olası görür.


7.3. Konstantin’in Ölümü ve Arian İmparatorlar

Konstantin’in üç oğlu da Arian eğilimliydi:

  • II. Konstantin
  • Constantius II (en güçlü Arian imparator)
  • Constans

Özellikle Constantius II döneminde:

  • Homoousios piskoposlar sürüldü,
  • Athanasius beş kez sürgüne gönderildi,
  • Doğu piskoposlukları tamamen Arianlaştı.

7.4. Doğu Kilisesinde Arianizm’in Hâkimiyeti

İznik’ten sonraki 50 yıl boyunca:

  • Antakya,
  • Kudüs,
  • Kapadokya,
  • Bitinya,
  • Filistin,
  • Küçük Asya’nın büyük bölümü

Arian piskoposlarca yönetilmiştir.

Athanasius yalnızca birkaç şehirde destek bulabilmiştir.


7.5. Üç Arian Akımı: Arianizmin İçindeki Fırkalar

Arianizm içindeki tartışmalar üç ana ekol doğurmuştur:

1) Homoiousianlar

  • Oğul Baba’ya “benzer özde”dir.
  • Arius ile Athanasius arasında uzlaşmacı pozisyon.

2) Homoeanlar (Ana akım Arianizm)

  • “Oğul Baba’ya benzer” fakat öz tartışması yapılmaz.
  • Daha politik ve yumuşak bir form.

3) Anomeanlar (Neo-Arianizm)

  • Oğul Baba’ya “benzemeyen” bir varlıktır.
  • En radikal Arian ekolüdür.

Bu çeşitlilik, Arianizmin entelektüel zenginliğini gösterir.


7.6. Arian-Bizans Çatışmaları

Arian piskoposların güçlenmesiyle:

  • Konsiller toplandı (Antakya, Sirmium, Seleucia, Rimini, Arles).
  • Bu konsillerin çoğunda Arian görüşler kabul edildi.

Ünlü tarihçi Jerome şöyle der:

“Dünya bir sabah uyandı ve kendini Arian buldu.”

Bu söz, IV. yüzyıl ortasında Arianizmin gerçek anlamda kilise çoğunluğu hâline geldiğini gösterir.


BÖLÜM VIII — GERMEN HALKLARI VE ARİANİZMİN AVRUPA’DA YÜKSELİŞİ


8.1. Arianizmin Gotlar Arasında Benimsenmesi

Arianizmin Avrupa’daki en büyük başarı hikâyesi, Gotların Hristiyanlaşmasıyla başlar.

Gotların misyoner piskoposu Wulfila (Ulfilas):

  • Ariusçu bir piskopostu,
  • İncil’i Gotçaya çevirdi,
  • Got halkını Arianizm’e kazandırdı.

Wulfila’nın çevirisi, tarihte bilinen ilk Germen İncilidir.


8.2. Diğer Germen Halkları

Aşağıdaki halkların neredeyse tamamı Arian Hristiyanlardı:

  • Vizigotlar (İspanya)
  • Ostrogotlar (İtalya)
  • Vandallar (Kuzey Afrika)
  • Burgonyalılar
  • Lombardlar
  • Sueviler

Yani Avrupa’nın büyük bir kısmı Arian kiliseleri tarafından yönetiliyordu.


8.3. Roma–Arian Devlet Çatışmaları

Katolik Roma, Arian krallıklarıyla sürekli çatışma içindeydi:

  • İtalya’daki Ostrogot krallığı (Teoderik)
  • İspanya’daki Vizigot krallığı
  • Kuzey Afrika Vandalları

Bu devletler Roma tarafından sapkın olarak görülüyordu.

Arian krallıkları, yıkıldıklarında Arianizm de Avrupa’da çözülmeye başladı.


8.4. Arianizm Neden Germen Halklarına Daha Uygundu?

Tarihçiler şunları belirtir:

  1. Monoteist yalınlık → karmaşık felsefî kavramlara dayanmaz.
  2. İsa’nın “yaratılmış lider” olarak sunulması → kabile reisliği geleneğiyle uyumlu.
  3. Katolik dünyanın merkezi Roma’dan bağımsızlık sağlar.
  4. Üçlübirlik doktrini Germen düşüncesine yabancıydı.

Bu nedenle Germen halkları Arianizmi ulusal bir kimlik unsuru olarak benimsemiştir.


BÖLÜM IX — PATRİSTİK KARŞI YAZIN: ARİUS’A KARŞI TEOLOJİ


9.1. Athanasius ve Ariofobi

Arius’un en büyük rakibi Athanasiustu.

Onun eserleri:

  • Contra Arianos
  • De Incarnatione Verbi
  • Apologia Contra Arianos

Bu eserlerde Arius:

  • “iblisin hizmetkârı”,
  • “kurt postuna bürünmüş kurt”,
  • “sapkınlıkla bulaştırılmış virüs”

olarak nitelenir.

Athanasius’un dili teolojiden çok propaganda içerir.


9.2. Hilarius ve Batı’da Anti-Arian Yazın

Poitiers’li Hilarius:

  • Batı dünyasının “Athanasius’u”dur.
  • De Trinitate adlı büyük eserini Arianizme karşı yazar.

Hilarius, Arianizmi sadece teolojik değil kültürel bir tehdit olarak görür.


9.3. Kapadokyalı Babalar (Basil, Gregorios Nazianzenos, Gregorios Nyssalı)

Bu üç büyük teolog:

  • Trinitarian doktrinin felsefî temelini kurar,
  • “ousia–hypostasis” ayrımını sistemleştirir,
  • Arius’un kullandığı mantık kategorilerini devre dışı bırakır.

Onların düşüncesi, 381 Konstantinopolis Konsili’nin temelini oluşturacaktır.


9.4. Arius’a Yöneltilen Eleştirilerin Mantıksal Çözümlemesi

Karşı argümanların çoğu şu önermeye dayanır:

“Tanrı bölünemez, fakat Baba, Oğul ve Ruh tek Tanrı’dır.”

Bu pozisyon, mantıksal açıdan:

  • “bir hem bir hem üçtür”,
  • “hipostatik birlik ama özdeşlik değil”,
  • “farklı fakat tek”

gibi metafiziksel paradokslarla doludur.

Arius’un öğretisi ise daha sade bir ontoloji sunar.


BÖLÜM X — ARİUS’UN ÖLÜMÜ: TEOLOJİK BİR SUİKAST MI?


10.1. Birincil Kaynaklar Arius’un Ölümünü Nasıl Anlatır?

Arius’un ölümü hakkında en önemli kaynak Athanasius’tur.
Athanasius, Apologia Contra Arianos’da şöyle der:

“Tanrı’nın adaleti Arius’u vurdu.”

Arius’un tuvalette bağırsaklarının “patladığı” söylenir.
Bu anlatı, ilahi bir ceza iması taşır.


10.2. Modern Tarihçilerin Yorumu

Günümüz akademisyenleri üç ihtimal üzerinde durur:

1) Atanasiusçu bir grubun suikastı (en olası teori)

Çünkü Arius ertesi gün İskenderiye’ye dönüp kiliseye yeniden kabul edilecekti.
Bu, Teslis doktrinini çökertirdi.

2) Doğal ölüm

Aşırı tansiyon veya bağırsak enfarktüsü.

3) Politik dezenformasyon

Athanasius’un Arian karşıtı propagandası.


10.3. Konstantin’in Rolü

Konstantin, Arius’un ölümü sırasında şehrindeydi.
Arius’un yeniden kiliseye alınması için baskı yapıyordu.
Arius ölünce:

  • patırtı koptu,
  • Atanasiusçu parti konsilden güçlendi,
  • Konstantin’in planı bozuldu.

Bu yüzden birçok tarihçi Arius’un ölümünü “tesadüfî” bulmaz.

 


 


BÖLÜM XI — ARİANİZM ve İSLAM: TEMKİNLİ BİR KARŞILAŞTIRMA

Bu bölümde Arianizm ve İslam arasındaki benzerlikler doğrudan “etkileşim” iddiası öne sürmeden, paralel monoteist yapılar analizi şeklinde incelenir.


11.1. Ortak Monoteist Temeller

Aşağıdaki öğretiler Arianizm ile İslam arasında dikkat çekici paralellikler gösterir:

1) Tanrı’nın Mutlak Birliği (Tevhid)

  • Arius: Tanrı tektir ve ezelîdir.
  • İslam: “Kul hüve Allahu ehad” (İhlâs 1).

2) İsa’nın Tanrı Olmadığı Görüşü

  • Arius: İsa yaratılmıştır.
  • İslam: İsa Allah’ın kulu ve elçisidir.

3) İsa’nın Tanrı’dan aşağı bir varlık olması

  • Arius: İsa, Tanrı’nın yarattığı en üstün varlıktır.
  • İslam: “Mesih yalnızca bir peygamberdir.” (Mâide 75).

Bu benzerlikler tarihsel değil, teolojik yapı açısından dikkat çekicidir.


11.2. Arap Yarımadası’nda Arian Etkisi Tartışması

Bazı modern araştırmacılar (ör. A. Cameron, M. Shahid):

  • 4.–6. yüzyıllarda Arap kabileleri arasında Arianizm etkisi olabileceğini,
  • Bizans-Arap ilişkileri nedeniyle Arian rahiplerin Arabistan’a göç ettiğini,
  • Gassanîler ve Hirelilerin Arian piskoposlarla temas kurduğunu

öne sürer.

Bu iddialar kanıtlanmış değildir; ancak coğrafi yakınlık ve tarihsel temas imkânı inkâr edilemez.


11.3. Benzerliklerin Mantıksal Analizi

Arius’un öğretisi ile İslam’ın monoteizm anlayışı arasındaki ortak noktalar şunlardır:

  • Tanrı’nın bölünmezliği
  • İsa’nın yaratılmışlığı
  • Tanrı’nın ezelîliği
  • Tanrı’nın özünün hiçbir varlıkla paylaşılmaması
  • Üçlübirlik doktrininin reddi

Bu çerçevede Arianizm, Hristiyanlık içinde tevhidî bir teoloji hareketi olarak görülebilir.


BÖLÜM XII — ARİUS’UN ÖLÜMÜ, ARİANİZMİN ÇÖKÜŞÜ VE CONCILIUM 381


12.1. 336–381 Arası: Arian Mücadelesinin Zirvesi

Arius’un ölümünden sonra Arianizm daha da güçlendi.
Constantius II döneminde Arian piskoposlar imparatorluğun Doğu kanadını tamamen ele geçirdi.

Homoousios piskoposlar:

  • sürgüne gönderildi,
  • mallarına el konuldu,
  • konsillerden dışlandı.

12.2. İmparator Julian’ın Pagan Reformu

Julian (361–363), Hristiyanlığın iç çatışmalarını fırsat bilerek:

  • Arian–Athanasiusçu kavgalarını teşvik etti,
  • her iki tarafı da yasaklamadan,
  • Hristiyanlığın zayıflamasını hedefledi.

Julian’ın politikası Arianizme kısa süreli bir nefes aldırdı.


12.3. Theodosius’un Tahta Çıkışı (379): Arianizme Son Darbe

İmparator Theodosius I, tahta çıkar çıkmaz:

  • Arianizmi yasakladı,
  • Homoousios’u devlet doktrini yaptı,
  • Arian piskoposları görevden aldı,
  • 381 Konstantinopolis Konsili’ni topladı.

BÖLÜM XIII — 381 KONSTANTİNOPOLİS KONSİLİ VE TESLİSİN KURUMSALLAŞMASI

381 Konsili, İznik’te başlatılan süreci tamamlamıştır.


13.1. Teslisin Resmî Doktrin Hâline Getirilmesi

381’de:

  • Baba Tanrı → yaratılmamış, kaynak
  • Oğul → “ezelî ve ebedî Tanrı”
  • Ruh → Baba ve Oğul ile eşit Tanrı

olarak tanımlandı.

Bu, Hristiyanlık tarihinde teslisin ilk tam ve kurumsal tanımıdır.


13.2. Konsilin Arianizme Karşı Yaptırımları

  • Arian piskoposlar sürgüne gönderildi
  • Arian kiliselerine el konuldu
  • Arian metinleri yasaklandı
  • Roma devleti yalnızca Trinitarian Hristiyanları “ortodoks” ilan etti

381 sonrası Arianizm, imparatorluk içinde resmî olarak yok edilmiş sayılır.


13.3. Arianizmin Devlet Dışı Alanlara Sürülmesi

Arianizm:

  • Germen halklarına
  • Barbar krallıklarına
  • Bizans sınırlarının ötesine

kaydı ve 6. yüzyılın sonlarına dek bu halklar arasında yaşamaya devam etti.


BÖLÜM XIV — ARİUS’UN TARİHTEKİ YERİ

Bu bölüm, Arius’un tarihsel önemini üç eksende değerlendirir:


14.1. Teolojik Etki

Arius olmasaydı:

  • Teslis doktrini bu kadar erken ve kesin biçimde kurumsallaşmazdı.
  • Hristiyanlık çok daha uzun süre monoteist Yahudi-Hristiyan bir hat izleyebilirdi.

Arius, “ortodoksinin doğması için gerekli düşman figürü” hâline getirilmiştir.


14.2. Politik Etki

Arius’un öğretileri Roma için merkezî otoriteyi tehdit ediyordu.
Arius’un reddi, Kilise–İmparatorluk ittifakının ilk büyük zaferidir.

Arius’un bastırılmasıyla:

  • Kilise devletleşmiş,
  • Devlet kutsallaşmış,
  • Roma’nın Hristiyanlık üzerindeki kontrolü pekişmiştir.

14.3. Kültürel Etki

Arianizm:

  • Gotik ulus kimliğini şekillendirdi,
  • Avrupa’nın kuzey ve doğusundaki ilk Hristiyanlaşma hareketlerinin temelini attı,
  • Arap dünyasında dolaylı etkiler bıraktı.

14.4. Modern Tarih Yazımında Arius

Modern akademi Arius’u yeniden değerlendirmiştir:

Geleneksel görüş:

Arius sapkındır.

Akademik görüş:

Arius, erken Hristiyanlığın en tutarlı monoteist teologudur.

Bart Ehrman, Dunn, Vermes, Karen Armstrong gibi birçok araştırmacı şu sonuca varır:

Arius’un öğretisi, İsa’nın ilk takipçilerinin teolojik anlayışına Trinitarian doktrinden daha yakındır.


SONUÇ

Bu genişletilmiş çalışmanın ortaya koyduğu gibi:

  • Arius, erken Hristiyanlığın monoteist yapısını savunan en güçlü entelektüeldir.
  • Teslis doktrini, büyük ölçüde Roma İmparatorluğu’nun siyasi ihtiyaçları tarafından şekillendirilmiştir.
  • Arianizm, İznik’te bastırılsa bile en az 150 yıl boyunca Hristiyanlığın geniş alanlarında hâkim olmuştur.
  • Arius, teolojik bir rakip olmaktan çok, Hristiyanlığın alternatif tarihinin temsilcisidir.

Tarihsel olarak Arius’un akıbeti şunu öğretir:

Roma’nın güçlü olduğu yerde Teslis kazandı; Arius’un güçlü olduğu yerde monoteizm kazandı.

Bu gerilim, Hristiyanlığın erken tarihinin temel dinamiğidir.


KAYNAKÇA (GENİŞLETİLMİŞ SEÇME LİSTE)

Birincil Kaynaklar

  • Athanasius, Orationes Contra Arianos.
  • Athanasius, Apologia Contra Arianos.
  • Socrates Scholasticus, Historia Ecclesiastica.
  • Sozomenos, Historia Ecclesiastica.
  • Theodoret, Church History.
  • Arius, Thalia (Athanasius’un aktarımıyla fragmanlar).

Modern Akademik Kaynaklar

  • Ayres, Lewis. Nicaea and Its Legacy.
  • Dunn, James D. G. The Partings of the Ways.
  • Ehrman, Bart D. How Jesus Became God.
  • Vermes, Geza. Christian Beginnings.
  • Grillmeier, Aloys. Christ in Christian Tradition.
  • Sanders, E. P. Paul and Palestinian Judaism.
  • Herrin, Judith. Byzantium.
  • MacMullen, Ramsay. Christianizing the Roman Empire.
  • Hanson, R. P. C. The Search for the Christian Doctrine of God.
  • Williams, Rowan. Arius: Heresy and Tradition.
  • Young, Frances. From Nicaea to Chalcedon.
  • Kelly, J. N. D. Early Christian Doctrines.
  • Armstrong, Karen. A History of God.
  • Shahid, Irfan. Byzantium and the Arabs in the Fifth Century.

 


Discover more from Ypsilon Computers

Subscribe to get the latest posts sent to your email.

Bonjour, comment pouvons-nous vous aider ?

Product Enquiry

Discover more from Ypsilon Computers

Subscribe now to keep reading and get access to the full archive.

Continue reading