Korkaklık Endeksinde de Birinciyiz
Sokağa “simit hesabıyla” tasarrufu öğütleyenler; kendileri için kurşungeçirmez konvoylar, ring hâlinde kapanan yollar, katman katman “güvenlik protokolü” ve bunun faturasını da vatandaşa yazan bir koruma rejimi kurdu. Aşağıdaki çıplak rakamlar, bu rejimin yalnızca tek bir kişiyi korumak için nasıl milyonlarca doları yuttuğunu gösteriyor.
Türkiye’den başlayalım. Emniyet Genel Müdürlüğü verilerine dayanan haberlere göre, Cumhurbaşkanı’nı korumakla görevli Koruma Daire Başkanlığı 2025’in ilk altı ayında 1.466.783.000 TL harcadı; bu, medyanın yaptığı basit bölüştürmeyle günde 8 milyon TL’nin üstü demek. Aynı kalem için ilk 7 ayın toplamı da 1,74 milyar TL’yi aşmış durumda. TL’yi 2025 ortalama kurlarıyla USD’ye çevirdiğinizde bu, yılın tamamına yayıldığında yaklaşık 70–80 milyon dolar mertebesine oturuyor. Bu yalnızca “lider” koruması: konvoy, yakın koruma, görevli polis vb. (diğer kurumların —örneğin Muhafız Alayı gibi— ayrı yazılan personel/lojistik giderleri bunun dışında). (soL Haber, 12punto, Siyasi Haber)
Karşılaştırma için iki örnek daha: Hindistan’da yalnızca başbakanı koruyan SPG’nin 2025–26 bütçesi ₹489 crore (yaklaşık 55–60 milyon USD). Kanada’da RCMP’nin Başbakan Koruma Biriminin 2022/23 gerçekleşmesi C\$32,5 milyon (yaklaşık 24 milyon USD). İkisi de Türkiye’deki lider-odaklı harcama ölçeğiyle aynı ligde — hatta Hindistan’ınki bizden sadece bir gömlek aşağı. ([www.ndtv.com](http://www.ndtv.com), Wikipedia, Yahoo News)
“Avrupa’da durum nasıl?” derseniz: Fransa’da Cumhurbaşkanı’nın korunmasından sorumlu GSPR giderleri şeffaf bir “tek satır” olarak açıklanmıyor; masrafların önemli bir kısmı İçişleri Bakanlığı bütçesinde dağınık kalemlerden karşılanıyor. Ülkenin Sayıştay’ı (Cour des comptes) yıllardır bu şeffaflık açığını not ediyor. Yani kıyas yapılması en zor yerlerden biri — fakat zorluk, faturanın varlığını gizlemiyor. (Cour des comptes, Sénat)
Peki bütün bunlar ne anlatıyor? Adını koyalım: Korkaklık Endeksi. Bir liderin halkına duyduğu güvenin gerçek ölçüsü, meydanlarda ettiği sözler değil; halkın kesesinden kendi etrafına ördüğü zırhın kalınlığıdır. Ekonomik kriz derinleşirken; yoksul, “bir simit bir çay” hesabına sıkıştırılırken; tek kişilik güvenlik duvarı her yıl kalınlaşıyor. Bu, sadece etik bir mesele değil; aynı zamanda siyasî bir tercih: Güvenliğe ayrılan her milyon dolar, başka bir yerden —örneğin öğrenci yurdundan, aile hekiminden, deprem güvenliğinden— çekiliyor.
“Devlet ciddiyeti güvenlik ister” itirazı gelebilir. Doğru: liderler korunur. Ama demokratik ülkeler bu gerekliliği üç ilkeyle dengeler:
- Kapsam netliği: “Lider koruması” ayrı bir programda tanımlanır; diğer VIP/etkinlik güvenliğine karışmaz. (Hindistan SPG bunun tipik örneği.) (www.ndtv.com)
- Şeffaflık ve denetim: Harcama kalemleri tek satır görülebilir, yıllık raporla ve parlamenter komisyonla denetlenir. (Fransa’da tam tersi bir opaklık eleştirisi var; bu bile başlı başına ders.) (Cour des comptes)
- Orantılılık: Tehdit düzeyine göre geçici artış olur, ama kalıcı “şişme” olamaz. (Kanada verisi, yıllar arası karşılaştırmayı mümkün kılıyor; bizde ise toplam tabloyu ancak parçalı haber kırıntılarından toparlıyoruz.) (Yahoo News)
Türkiye’de bugün tablo şu: Tasarruf lafı tepedekinden aşağı doğru bir nutuk olarak iniyor; fatura ise aşağıdan yukarı, vergi ve hayat pahalılığı olarak geri dönüyor. Saray duvarları kalınlaştıkça, devlet ile yurttaşın arasındaki güven inceliyor. Çünkü güvenlik, korkuyu yönetmenin aracı değil; halkla kurulan meşru bağın doğal sonucudur. Şeffaflık yoksa, denetim yoksa, her artış “korkaklık endeksine” yazılır.
Çözüm mü? Siyaseten zor ama teknik olarak basit:
- Ayrı program tanımı: “Cumhurbaşkanı Koruma Programı” tek kalem, tek rapor. Her yıl harcama dökümü, kişi-görev sayısı ve tehdit gerekçesiyle TBMM’ye sunulsun.
- Tavan & istisna: Orta-vadede GSYH’ye oranlı üst sınır konulsun; olağanüstü hâl ve somut tehditte sadece geçici istisna.
- Çapraz denetim: Sayıştay ve Meclis komisyonunun yanı sıra, bağımsız bir güvenlik-etik kurulu risk ve orantılılık denetimi yapsın.
- Yol kapatma & konvoy standardı: Lidersiz de işleyen, ışık ve siren şovundan arınmış, medeni protokol; şehirlerin hayatını felç etmeyen, asgari görünürlük-maksimum verim ilkesi.
Bütün bunlar, “lideri seçmenin parasıyla zırhlamak” yerine, seçileni seçene yaklaştırır. Korku yerine güven, duvar yerine köprü… Bizim “endeksimiz”in zirvesinde korkaklık değil, şeffaflık ve cesaret yazsın.
Notlar & kaynaklar (seçme):
- Türkiye – EGM verisine dayalı H1 2025: 1,466,783,000 TL; H1 günlük ortalama ~8,1 milyon TL. 7 ayda 1,74 milyar TL+. (soL Haber, 12punto, Siyasi Haber)
- Hindistan – SPG (yalnızca Başbakan): ₹489 crore (BE 2025–26). (www.ndtv.com)
- Kanada – RCMP PM Koruma Birimi 2022/23: C$32.5 milyon. (Yahoo News)
- Fransa – GSPR kalemlerinin Elysee dışında, İçişleri bütçesinde yer alması; Sayıştay’ın şeffaflık uyarıları. (Cour des comptes)
Rakamlar ülkelerin farklı muhasebe/kapsam uygulamaları nedeniyle tam “elma-elma” değildir; burada özellikle lider-özel harcamalar vurgulanmış, diğer VIP/etkinlik kalemleri dışarıda bırakılmıştır. Bu nedenle ABD (USSS) gibi kurumlar —başkan dahil çok geniş bir portföyü birlikte finanse ettikleri için— bilerek kıyas dışı tutulmuştur. (U.S. Department of Homeland Security)