Millet Sistemi mi, Üniter Akıl mı?
Erdoğan ve Barrack’ın Ortak Zemini
📌 Yazan: Y&Y
🗓 14 Temmuz 2025
ABD’nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack‛ın geçtiğimiz günlerde dile getirdiği “Türkiye için en uygun model Osmanlı millet sistemidir” sözleri, diplomasi koridorlarında olduğu kadar iç politikada da yankı uyandırdı. İzmir ziyareti sırasında sarf ettiği bu ifadeler, çok sayıda çevre tarafından “tarihe geri dönüş” çağrısı olarak algılandı. Laik kesim bu sözleri iç işlerine müdahale, kimi milliyetçi odaklar ise Osmanlı nostaljisi üzerinden sinsi bir dış plan olarak yorumladı. Ancak dikkatlerden kaçmaması gereken asıl soru şu: Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sözleri nasıl karşıladı?
Kısa bir süre sonra Erdoğan, Barrack’ı dolaylı biçimde destekleyen bir açıklama yaptı. “Türk, Kürt, Arap bir aradaysa Türk vardır, Kürt vardır, Arap vardır” diyerek, etnik eşitlik temelinde bir kardeşlik çağrısı sundu. Bu sözler, her ne kadar doğrudan millet sistemi kavramını içermese de, benzer bir “birlikte yaşama modeli”nin güncel versiyonu olarak algılandı.
Peki bu durum, Erdoğan’ın Osmanlı millet sistemine yöneldiği anlamına mı geliyor? Yoksa bu sadece semantik bir yakınlık mı?
Osmanlı’nın Millet Sistemi Neydi?
Tarihteki “millet sistemi”, Osmanlı İmparatorluğu’nun gayrimüslim topluluklara (Rum, Ermeni, Yahudi vs.) dini özerklik tanıdığı bir düzendi. Her topluluğun kendi dini lideri, hukuku ve eğitim sistemi vardı. Bu model, çoklu hukuk düzenine dayanır, halkı din temelli sınıflara ayırırdı. Tanzimat ve Islahat Fermanları’yla yumuşayan bu sistem, Cumhuriyet’le birlikte tamamen kaldırıldı.
Barrack’ın övgüyle andığı bu sistemin tarihsel bağlamı, modern anlamda eşit yurttaşlık değil, dinsel özerklikli parçalanma üzerine kuruluydu. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ilkeleri ise bu sistemi reddederek, herkesi “vatandaş” çatısı altında eşitledi.
Erdoğan’ın Söyleminde “Millet” Ne Anlama Geliyor?
Erdoğan’ın “tek millet” söylemi, sivil milliyetçilikle etnik farkındalığı aynı potada eritme çabasıdır. “Kürt de bizim, Çerkez de, Arap da…” sözleriyle, kültürel tanımayı savunur. Ancak bu tanıma, hukuki özerklik ya da ayrıcalık değil; ortak bir yurttaşlık kimliğiyle sınırlıdır.
Siyaset bilimi açısından bu model, asimetrik çoğulculuk olarak adlandırılır: Kimlik tanınır, ancak yönetimsel ya da hukuki özerklik tanınmaz. Öyle ki, Erdoğan yönetiminde yürülüğe giren Başkanlık Sistemi, tüm gücü merkezileştirmiş; yerel yönetimlerin hareket alanını büyük ölçüde daraltmıştır. Bu nedenle millet sistemiyle arasında yapısal bir benzerlikten söz etmek zor.
Stratejik Zemin: Suriye, İran ve “Yeni Ortadoğu”
Erdoğan’ın Barrack’a referansla yaptığı açıklamalar sadece iç politikayla sınırlı değil. ABD büyükelçisinin asıl misyonu, Suriye’deki Türk‑Kürt‑Arap denklemini yeniden inşa etmek. Osmanlı’nın çok kimlikli yapısı, bugün ABD için bir “ittifak modeli”ne dönüşmüş durumda. İran karşısında, Türkiye merkezli bir bölgesel düzen fikri işleniyor.
Burada mesele Osmanlı romantizmi değil; jeopolitik bir model ihracı. Erdoğan’ın bu modele yakın söylemler geliştirmesi, belki de ABD ile örtük bir stratejik uyumun işareti.
Sonuç: Sembollerde Ortaklık, Sistemlerde Uzaklık
Erdoğan ve Barrack farklı yerlerden konuşuyor ama benzer kelimelerle. İkisinin de dilinde “millet” var; biri bunu tarihsel özerklik olarak okuyor, diğeri siyasi birlik olarak. Ancak Erdoğan’ın yürüttüğü yönetim tarzı, çok hukuklu yapıları değil; tekçi bir merkeziyetçiliği yansıtıyor.
Kapsayıcı söylemlerle sunulan bu yeni model, aslında ulus-devlet içinde çoğulculuk sınırlarının yeniden çizilmesinden ibaret. Ne tam anlamıyla Osmanlı’ya dönüş, ne de klasik anlamda Batılı çoğulculuk.
Bu bağlamda diyebiliriz ki:
Söylem düzeyinde bir Osmanlı hayali kuruluyor, ancak yapı düzeyinde Cumhuriyet’in üniter aklı hâlâ baskın.
📚 Kaynakça
- Anadolu Ajansı, 30 Haziran 2025
- Bugün Kıbrıs, 4 Temmuz 2025
- Mehmet Ali Güller, Cumhuriyet, 7 Temmuz 2025
- Cumhuriyet, 8 Temmuz 2025
- BirGün, 12 Temmuz 2025
- Abdpost.com, Temmuz 2025
- Eric Hobsbawm, Nations and Nationalism Since 1780, Cambridge University Press, 1990.
- Benedict Anderson, Imagined Communities (Hayali Cemaatler), Metis Yayınları, 2004.